
“Hem O’dur ki yeri yaydı. Orada sağlam dağlar yükseltti, ırmaklar akıttı. Her meyvenin içinde iki eş yarattı. Sürekli olarak geceyi gündüze bürüyüp duruyor. Elbette bunlarda, iyice düşünen kimseler için, alacak nice dersler ve ibretler vardır.”
وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الأَرْضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْهَاراً وَمِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ فِيهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Hem O’dur ki yeri yaydı. Orada sağlam dağlar yükseltti, ırmaklar akıttı. Her meyvenin içinde iki eş yarattı. Sürekli olarak geceyi gündüze bürüyüp duruyor. Elbette bunlarda, iyice düşünen kimseler için, alacak nice dersler ve ibretler vardır.”
Önceki âyet-i kerimede kozmik bir bakış açısı ile göklerin direksiz yaratılmasından, Güneş’in ve Ay’ın insanın hizmetine verilmesinden bahsedilmişti. Bu âyette ise yeryüzündeki nimetler gözler önüne serilmekte ve yerin yaşamaya müsait kılınması, dağların biçimlendirilmesi, ırmakların akıtılması ve gece gündüzün deveranı zikredilmektedir. Bir önceki âyette ağırlıklı olarak gökyüzündeki tevhit delilleri zikredilmişti bu âyette ise daha çok yeryüzündeki tevhit delilleri anlatılmıştır.
Tefsirden bir kesit:
Âyette yeryüzünün tanzim safhaları; önce yayma, genişletme sonra dağların yükseltilmesi, şekillendirilmesi ve ardından ırmakların yerleştirilmesi şeklinde tasvir edilmiştir. Yeryüzünün yayılmasını ifade eden medd fiil kökü; yayma, uzama, uzatma, genişleme, genişletme anlamlarına geldiğinden, bir dönemin bilimsel tahminlerinin etkisi altında kalan bazı tefsirciler yeryüzünün düz olduğunu söylemişlerdir. Ancak bu düşüncede olanlar kelimenin “hacim kazanma, bir şeyin miktarının artması” anlamını ihmal etmişlerdir. Razî de bu âyette geçen, medde fiiline çok basit anlamda “yaymak” anlamı verip, yeryüzünün düz olduğunu iddia edenlerin, bilgisiz ve delilsiz konuştuklarını ifade etmiştir. Ayrıca gökleri nizama, intizama koyduktan sonra Allah Teâlâ’nın “Yeri de devekuşu yumurtası hâline getirdi” (Nâziât 79:30) âyetinde dünyanın eliptik şekli net olarak tasvir edilmiştir...
Yorum
Biyolojik Açıdan
Çift yaratılma meselesi Lokman Suresi 10. Âyette de geçmektedir. Ancak Lokman Suresinde bütün canlı-cansız varlıkların çiftiyle veya zıddıyla (madde-antimadde gibi) yaratıldığını ifade edilirken, burada sadece meyvelerin, dolayısıyla bitkilerin zikredilmesi dikkati çekmektedir. "Her meyvenin içinde iki eş yarattı" ifadesinden hareketle, sadece meyveleriyle tanıdığımız bitkiler değil, halk arasında meyve olarak bilinmeyen, bazıları mikroskopik büyüklükte olabilen, üreme potansiyeline sahip (spor ve her türlü tohumlar) her türlü oluşuma dikkat çekilmektedir. Erkeklik ve dişilik eşeyli üreyen bütün canlılara has bir kavram olmakla beraber, eşeysiz üreme de zaman zaman görülmektedir.
Bitkilerde meyveyi teşkil eden ve yenilen kısım dişilik organı ovaryumdur. Erkek üreme organında üretilen polenler bazen rüzgârla, bazen böceklerle hatta insan eliyle dişilik organının tepecik kısmına gelir ve dişicik borusundan aşağı inerek yumurtalığa gelir ve dölleme olayı gerçekleşir. Ardından embriyo, tohum ve meyve oluşumu gerçekleşir. Tohumu saklayan dişi organın dış kısmındaki tabakalar kalınlaşıp etlenerek meyvenin bizim yiyeceğimiz kısımları gelişir. İşte meyvenin sert ve kabuklu olduğu için yemediğimiz kısımları, yani tohumların içinde aslında hem erkeğe hem de dişiye ait genetik bilgiler mevcuttur.
Ancak erkeklik ve dişilik açısından bitkilerde farklı çiçek durumları vardır. Bazı bitkiler aynen insanlar gibi dişi ve erkek olarak ayrı ayrı yaratılmıştır. Böyle bitkilere tek eşeyli (diklin) ve dioik (iki evcikli) bitki denilir. Hurma, incir, kivi, kenevir, söğüt vb. birçok bitki türünde erkeklik ve dişilik organları ayrı bitkiler üzerindedir. Bazı bitki türlerinde ise erkek ve dişi organlar aynı bitki üzerinde fakat ayrı ayrı dallardaki çiçekler üzerindeyse böyle çiçeklere (monoik tek evcikli) bitki denir. Bu bitkilerdeki erkek çiçeklerden üretilen polenler, böcek, kuş veya rüzgâr ile tozlaşarak dişi çiçeklere taşınmakta ve döllenme gerçekleşmektedir. Çam vb. kozalaklı ağaçlarda, kabak, mısır ve huş ağacı gibi diğer bitkilerde bu tür tek eşeyli çiçekler görülmektedir.
Eğer sperm üreten organ (stamen) ile yumurtanın bulunduğu kısım (pistil) aynı çiçekte bulunursa böyle çiçeklere hermafrodit veya iki eşeyli çiçek denir. Fasulye, kayısı, kiraz, erik, elma vb. birçok bitki türü çift eşeylidir.
Bitkilerde vegetatif üreme olarak bilinen eşeysiz üreme de görülmektedir. Temeli mitoz bölünmeye ve yenilenmeye dayanan bu üreme şeklinde erkek ve dişi hücreler döllenme gibi bir işlemle bir araya gelmeden, ana bitkiden ayrılan bir parçanın gelişmesi şeklindedir. Vegetatif olarak üreyen bu bitkiler ana bitki ile aynı genetik özelliklere sahiptir. Kültür muzu ve çekirdeksiz üzüm gibi tohum yapma kabiliyeti kaybolmuş veya gül, kavak, çilek, söğüt gibi tohumla da çoğalabilen ama genetik özelliklerini koruması istenen bitkiler bu yolla üretilir. Yumruyla, soğanla, rizomla, çelikle, aşıyla ve doku kültürü tekniği gibi çok çeşitli üremeler buna dahildir.
Prof. Dr. İrfan Yılmaz