
İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'ndeki bilim insanları, sahipleriyle birlikte farklı ırklardan 18 köpeği işe aldı. Köpeklere aşina olmayan on bir gönüllü, koltuk altı ter örnekleri kumaş parçaları üzerinde toplanırken, topluluk önünde konuşma ve aritmetik içeren bir stres testine tabi tutuldu. Ardından, insan katılımcılar, loş ışık altında bir fasulye torbası sandalyede bir doğa videosu izlemeyi içeren bir rahatlama egzersizine tabi tutuldu ve ardından yeni ter örnekleri alındı. Çalışmada bu gönüllülerden üçünün ter örnekleri kullanıldı.
Şimdi araştırmacılar, köpeklerin yalnızca stresi koklayamadıklarını (bu durumda daha yüksek seviyelerde kortizol hormonu ile temsil edilir) aynı zamanda buna duygusal olarak tepki verdiklerini keşfettiler.
Katılımcı köpekler üç gruba ayrıldı ve üç gönüllüden birinden ter örnekleri koklatıldı. Köpekler, bir yerdeki mama kabının ödül içerdiğini, başka bir kabın ise içermediğini bilmeleri için eğitildi. Testler sırasında, ikram içermeyen kaseler bazen üç "belirsiz" konumdan birine yerleştirildi. Bir test oturumunda, köpekler stresli bir gönüllüden alınan numuneyi kokladığında, numunesiz bir kumaşın kokusuyla karşılaştırıldığında, kaseye belirsiz yerlerden birinden yaklaşma olasılıkları daha azdı; bu da onların bu kasenin ikram içermediğini düşündüklerini gösteriyor. Önceki araştırmalar, olumsuz bir sonuç beklentisinin köpeklerde moral bozukluğunu yansıttığını göstermişti.
Araştırmacılar, köpeklerin sadece stresin kokusunu almakla kalmayıp (bu durumda kortizol hormonunun yüksek seviyeleriyle temsil edilmektedir) aynı zamanda strese duygusal olarak da tepki verdiklerini buldular. Antropolojik ve DNA kanıtlarına göre, insanlar ve köpekler yaklaşık 30.000 yıldır yakın arkadaşlardır. Dolayısıyla köpeklerin insan duygularını yorumlama konusunda benzersiz bir yetenek geliştirmiş olmaları mantıklıdır. Sahiplerinden gelen sözlü ve görsel ipuçlarını okuyabilecek şekilde evrimleşmişlerdir ve önceki araştırmalar, keskin koku alma duyuları sayesinde insan terindeki stres kokusunu bile tespit edebildiklerini göstermiştir. Araştırmacılar, köpeklerin sadece stresin kokusunu almakla kalmayıp aynı zamanda strese duygusal olarak da tepki verdiklerini buldular.
Pazartesi günü Bilimsel Raporlar'da yayınlanan yeni bir çalışma için, İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'ndeki bilim adamları, sahipleriyle birlikte farklı cinslerden 18 köpeği araştırmaya dahil etti. Köpeklere aşina olmayan 11 gönüllü, topluluk önünde konuşma ve aritmetik içeren bir stres testine tabi tutuldu ve koltuk altı ter örnekleri kumaş parçaları üzerinde toplandı. Daha sonra, insan katılımcılara loş ışık altında puf sandalye üzerinde doğa videosu izlemeyi içeren bir rahatlama egzersizi uygulandı ve ardından yeni ter örnekleri alındı. Araştırmada bu gönüllülerden üçünün ter örnekleri kullanıldı. Katılımcı köpekler üç gruba ayrıldı ve üç gönüllüden birinden ter örnekleri koklatıldı. Köpekler, bir yerdeki mama kabının ödül içerdiğini, başka bir kabın ise içermediğini bilmeleri için eğitildi. Testler sırasında, ikram içermeyen kaseler bazen üç "belirsiz" konumdan birine yerleştirildi. Bir test oturumunda, köpekler stresli bir gönüllüden alınan numuneyi kokladığında, numunesiz bir kumaşın kokusuyla karşılaştırıldığında, kaseye belirsiz yerlerden birinden yaklaşma olasılıkları daha azdı; bu da onların bu kasenin ikram içermediğini düşündüklerini gösteriyor. Önceki araştırmalar, olumsuz bir sonuç beklentisinin köpeklerde moral bozukluğunu yansıttığını göstermiştir.
Kaynak: Scientific American
Yorum:
Güneşi ve Ay'ı özellikle belirterek insanın hizmetine verdiğini beyan eden Kur'an-ı Kerim yeryüzünün de insan yaşamı için hazır hale getirildiğini ifade eder. Yeryüzünü bitkiler ve hayvanlar farklı özellikleri ile hayata katkı sunar. Aslında insan için var edilmişlerdir. İnsanlara hizmet eder. İnsanlar hem bitkilerden hem hayvanlardan değişik yönlerde istifade ederler. Köpekler de bu canlılardan insanlara en yakın olanlardan. Bütün köpeklerin benzer özellikler taşıması ve nesilden nesile eğitim aktarımı olmaması onların genlerine işlenen kodları işaret eder.